Dereboyu 2 olarak adlandırılan açma, Yamaç Ev sektörünün 200-250 metre kadar güneybatısında, 2001-2004 yılları arasında çalışılan Yol Üstü açmasının yaklaşık 200 metre kuzeybatısında, Sur sektörünün yaklaşık 15 metre güneydoğusunda ve Karakazan (Kundakçınar) Deresi’nin 45-50 metre doğusunda yer almaktadır.
Antandros kentinin tabakalanmasına yönelik olarak yapılan sondaj niteliğindeki çalışmada, tarım toprağı seviyesinin hemen altında mimariye ilişkin ilk buluntular gelmeye başlamıştır. Dereboyu 2 açmasında ele geçen en önemli buluntu grubu, açmanın 10.30-10.20 m seviyesinde, 55 tanesi tam ve tama yakın toplam 150 civarında olan küçük hydrialardır. Belirli bir düzlemde ele geçmeyen ve mimari ile ilişkilendirilemeyen bu seramik grubu MÖ 3. Yüzyıl’a tarihlenmektedir. Priene, Miletos, Pergamon ve Thasos gibi kentlerin Demeter kutsal alanlarında yoğun olarak ele geçen küçük hydrialar, Demeter ve Ana Tanrıça kültü ile ilişkilidir. Bu kadar yoğun küçük hydria buluntusu, bir kutsal alana işaret etse de, bu kutsal alan ile ilişkili henüz bir mimariye rastlanılmamıştır.
Küçük Hydria’ların ele geçtiği seviyenin hemen altından gelmeye başlayan ve daha sonra bir mekan oluşturan dört duvarın sınırladığı alandan ele geçen yoğun 4. Yüzyıl seramikleri dikkat çekicidir. Ancak bu alanda her hangi bir taban ya da in-situ malzemeye rastlanmamıştır. Mekanın alt seviyelerinde 7. ve 6. Yüzyıl seramikleri ele geçmiş olup, inilen en alt seviyede büyük boyutlu taşlar ortaya çıkmaya başlamış ve taşların bir düzlem gösterdiği fark edilmiştir. Bu taş sırasının bir sur duvarı ile ilişkili olabileceği düşünülmektedir.
2007 yılı çalışmalarında genişlenen Dereboyu 2 açmasının üst seviyelerinde ortaya çıkan Geç Roma Dönemi mimarisi; künk, logar ve duvarlar ile temsil edilmiştir. Logarın hemen arkasında yer alan duvarda taş olarak kullanılmış blok taş ilginç buluntulardan biridir. Taş üzerinde Apollon’un atribütleri olan üç ayaklı kazan, ok ve sadak betimleri yer alır. Bu durum, bloğun yakınlarda bulunan bir Apollon kutsal alanından sökülmüş olabileceği düşündürmektedir.
Diğer bir önemli buluntu, açmanın kuzey tarafında ortaya çıkan yaklaşık 3 metre uzunluğunda ve 35 cm kalınlığa sahip bloğun ortaya çıkarılmasıdır. Açmanın kuzeyinde yer alan duvara kadar uzanan bu bloğun mimari ile henüz ilişkisi tespit edilememişte olsa, Hellenistik Dönem’e ait olması gereken büyük bir mekanda kullanılmış bir blok olmalıdır. Ancak üst seviyesinde yer alan Geç Roma Dönemi mimarisi altında kalmasından dolayı niteliği çok net anlaşılamamıştır.